Bu kere irsal buyurulan Mektûbâtü’n-Nur zeyilleri, emsâli gibi hoş, güzel ve bedi’dir. Eserlerin Nur ism-i azîminin tecellisi olduğuna, ihtiyaca ve hâl-i âleme göre yazdırıldığına bence aslâ şübhe kalmamıştır. Bunu küçük bir misal ile te’yid etmek isterim. Mülhidler çok ileri gidiyorlar. Meselâ:...... ilâ âhir. İşte bu ahmakların hezeyanına ve her nevi iğfallerine ve zâhiren süslü lâflarına kanmayarak, îman ve itikadlarında sâbit kadem olmaları için erbab-ı îmana kuvvet ve zümre-i tuğyana kahr ve şiddetle ders-i ibret verecek pek münâsebetli sözler, mevzubahs âsârda ayân-beyân görülmektedir. Hayfâ ki, bu Nurlar şimdilik (Hâşiye). lihikmetîn pek mahdud sahada ve ancak mü’minler içinde neşredilebilir. Hulûsî
(Hâşiye): Bundan otuz beş sene evvel. Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız. | |||